Hakaret Suçu Nedir?

Hakaret Suçu Nedir?

Hakaret suçu, bir kişinin başka bir kişiye karşı aşağılayıcı veya küçük düşürücü bir dil veya davranış kullanarak onun onurunu ve saygınlığını zedelemesiyle işlenen suçtur. Hakaret suçu, sözlü veya yazılı olarak işlenebildiği gibi sosyal medya gibi dijital ortamlarda da yapılabilir.
Hakaret suçu, kişilik haklarına saldırıdır. Burada amaç, kişinin şerefinin ve özsaygısının korunmasıdır. Şeref, kişinin toplum içerisindeki saygınlığı ve sosyal imajı; özsaygı ise kişinin kendi manevi bütünlüğüdür.
Hakaret suçunun takibi şikâyete bağlıdır. Kişi hakaret edeni ve hakareti öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyet hakkını kullanmak zorundadır. Aksi halde hakaret suçuna ilişkin şikayet hakkını kaybeder. Yapılan bir şikâyette eğer kişi şikayetini geri çekerse hakaret suçu kovuşturulmaz. Yalnızca kamu görevlilerine karşı yapılan hakaret suçu takibi şikâyete bağlı değildir. Bu durumda Cumhuriyet Savcılığı resen soruşturma açar.

Hakaret Suçunun Unsurları

Fail

TCK 125 kapsamında fail, bir kimsenin şerefine, onuruna ve saygınlığına saldıran kişi olarak belirtilir. Bu ifadeye göre fail herkes olabilir. Kanunda kimse ibaresi geçtiği için fail gerçek kişidir, tüzel kişi olamaz. Aynı zamanda fail yaşayan bir insandır.
Yasama veya diplomatik dokunulmazlığı olanlar hakaret suçunu işlemeleri halinde dokunulmazlıkları süresince yargılanmazlar. Ancak bu suçun failidirler.
Milletvekilleri, yasama sorumsuzluğu dolayısı ile meclis çalışmalarındaki hakaret içeren söz ve davranışlarından dolayı sorunlu tutulamazlar.
Ölen bir insanın yazılarının yayınlanması durumunda fail, yazıyı yayınlayanlardır.
Kamu görevlileri görevleri sırasında hakaret suçunu işlemeleri durumunda özel kovuşturma ve soruşturmaya tabi tutulurlar.
Vasiyetname yolu ile hakaret durumunda ölen kişi fail olamaz. Vasiyetnameyi açıp işleme koyan kamu görevlisi, kanunun kendisine verdiği yetkiyi yerine getirdiğinden dolayı sorumlu tutulamaz.
Hakaret suçu basın yolu ile işlenirse 5187 sayılı basın kanuna göre işlem yapılır. Suçun süreli ya da süresiz yayında işlemesine göre de ayrım yapılır.
Süreli yayınlarda fail eser sahibidir. Eser sahibi belli değilse, cezai ehliyete sahip değilse, yurt dışındaysa veya eser sahibi hükümlü ve alacağı ceza etki etmeyecekse bu hallerde sorumlu müdür veya müdürün bağlı olduğu yayın yönetmeni, genel yayın yönetmeni, editör, basın danışmanı gibi yetkililerdir. Ancak eser, sorumlu müdür ya da bağlı olduğu yetkililerin karşı çıkmasına rağmen yayınlanırsa, sorumluluk yayımlatana aittir. Süresiz yayınlarda ise bu sorumluluk, sorumlu müdür, yayın yönetmeni, genel yayın yönetmeni, editör veya basın danışmanı gibi sorumlu basımcılara aittir.
2954 sayılı Türkiye Radyo Ve Televizyon Kanununa göre canlı veya bant kaydı yayınlarında işlenen hakaret suçunun faili; metni yazan veya sesi tespit eden, kontrol eden, yayını fiiline yöneten ve kontrol eden TRT görevlileridir. Aynı kanuna göre metni okuyan spiker fail olamaz. Ölen kişinin hatırasına hakaret durumunda da hüküm aynıdır.

Mağdur

TCK’da suçun “bir kimseye” karşı işlenebileceği belirtilir. Buna göre; herhangi bir kişi
mağdur olabilir. Kendisine hakaret edilen kişi, hakaret suçunun mağdurudur.
Mağdurun belli olmadığı durumlarda hakaret suçu oluşmaz. Mağdurun belli ya da belirlenebileceği durumlarda hakaret suçu oluşur. Ulu orta sövmelerde kimin onur, şeref, saygınlığının zedelendiği belli olmazsa hakaret suçu oluşmaz.
Ölmüş kimsenin açıkça kimliği veya hayattayken kullandığı lakabı, ona takılan ad yahut adının baş harfinden kimin kastedildiği anlaşılabiliyorsa, ihtilat yeterli sayıya ulaştığında suç oluşur.
Kamu görevlileri de görevlerinden dolayı bu suçun mağduru olabilir. Fakat suç görevleri nedeniyle değil de sıfatı gereği işlenmişse; adi hakaret suçu vücut bulur. Örneğin bir memura gıcık olan birisinin, şerefsizler diye bağırması durumunda suç görevi nedeniyle değil memurun şahsına karşı işlenmiştir. Dolayısıyla adi hakaret suçu oluşmuştur.
Barışa karşı suçlardan birinin işlenmesi ihtimali değerlendirilir. Örneğin; “şu köyde çalışanların hepsi sahtekardır.” gibi bir ifade TCK-216 maddesinde uygulama alanı bulur. Çocuklar ve akıl hastaları gibi toplumda adli geçmişi, sosyal durumu ve mesleği nedeniyle şeref alanı bulunmayanlar da bu suçun mağduru olabilir. Örneğin hırsıza hırsız, dolandırıcıya dolandırıcı denilmesi hakaret suçunu oluşturur.
Yine failin ismi açıklanmamış fakat lakabını, baş harflerini, yalnızca adını veya soyadını söylemek ya da herkesin anlayacağı şekilde malum şahıs ifadesi kullanmak bu hakaret suçunun oluşumu için yeterlidir.
Belli bölgeyi hedef alarak söylenen sözler bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını zedelemiyorsa; hakaret suçu oluşmaz.
Hakaret Suçunun Kamu Görevlisine Karşı İşenmesi Halinde Mağdur
Kamu Görevlisine Hakaret Suçu ( TCK 125/3 )
Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı işlenen hakaret suçu, kurulu oluşturan her bir üyeye karşı ayrı ayrı işlenmiş sayılır.
Bir meslek grubunu veya sosyal topluluğu hedef almadan bir topluluğa karşı hakaret edilirse; hakaret suçunun mağduru, bir ya da birden fazla gerçek kişinin varlığı halinde, bu topluluğu oluşturan kişilerden her birisidir. Burada zincirleme suç hükümleri uygulanır. Örneğin somut olarak hakaret, belli bir meslekten bir ya da birkaç kişiye yöneltilerek “şu meslekten olanlar nokta noktadır” diye yapılırsa zincirleme hakaret suçu oluşur. Fakat mağduru tespit edilemeyecek şekilde “şu meslekten olanlar düzenbazdır” denilirse bu suç oluşmaz.
Ölen kişinin hatırasına hakarette ise; mağdur ölen kişinin yakınlarıdır. Burada önemli olan ölen kişinin cinsiyeti ya da algılama yeteneğinin olup olmaması değil, ölmüş kimsenin hatırasına en az üç kişiyle ihtilat edilerek işlenmesidir.

Sövme

Sövme; somut bir fiil ya da olgu içermeyen, soyut bir şekilde kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte sözler sarf edilmesidir. Sövme suçu, yazı, resim, işaret, müstehcen bir el hareketi ile gerçekleştirilebilir. Örneğin bir kimseye evcil hayvan maması uzatmak, ismini evcil hayvanına koyup rencide etmek, bunun yanında yüzüne tükürmek, adi, şerefsiz, fahişe gibi yakıştırmalar da hakaret suçunun oluşturur.

Örneğin bir kimseye kemik uzatıp “yakala” demek, bir köpeğe mağdurun ismi takmak, mağdurun yüzüne tükürmek, kişiye hırsız, rüşvetçi, sahtekar, kaltak gibi yakıştırmalar, kişiye kör, şaşı, kambur vb. demek, ayrıca psikopat, frengi, AİDS’li demekte hakaret suçunu oluşturur. Önemli olan davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik gerçekleştirilmesi gerekir. Örneğin faşist, komünist ifadeleri kişiyi rencide ediyorsa hakaret suçunu oluşturabilir.
Bir kişiye izafeten söylenen söz veya bulunulan davranışın kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığı tayin edilirken, toplumda hâkim olan örf, âdet ve telâkkiler göz önünde bulundurulur.

Hakaret Suçunun Oluşma Şekilleri

Hakaret suçu fikirlerin açıklanmasından ibarettir. Suçun oluşması için fikrin açıklanması, açıklamanın da mağdurun ya da üçüncü şahısların bilgisine ulaşması gerekir. Kişinin kendi kendine konuşması ya da not tutması açıklama fiilini oluşturmadığı için hakaret suçu oluşmaz.

Huzurda Hakaret

TCK 125/1 maddesi gereğince hakaretin mağdurun huzurunda yapılması, hakaretin de doğrudan mağdur tarafından öğrenilmiş olması düzenlenmiştir.
Kulakları duymayan birinin huzurunda hakaret fiilini işlenmiş olması, mağdurun bunu hissetmesi ama tam olarak anlayamaması fakat huzurda bulunanlardan öğrenmiş olması fiilin huzurda gerçekleştiğini gösterir.
Failin başkası ile konuşurken söylediklerini mağdurun duyması fiilin huzurda gerçekleştiğini göstermez. Mağdur diye söylenen, mağdurun başka işlerle uğraşması sonucu duymaması sonucu huzurda hakaret söz konusu olur

İleti Yolu İle Hakaret

TCK 125/2 maddesine göre fiilin mağduru muhatap alarak sesli, yazılı ve görüntülü olarak ulaşması hakaret suçunu oluşturur. Bu hakaretin bir kısmı huzurda hakaret suçu bir kısmı gıyapta hakaret suçu gibi cezalandırılır. Huzurda sayılabilmesi için iletiyi gönderenin mağduru hedeflemesi ya da mağdurun fiilini öğrenmesini hedeflemesi, gıyapta hakaret suçu sayılabilmesi için bu mesajın en az üç kişiye ya da üç kişinin bulunduğu bir gruba göndermesi gerekmektedir.
TCK 125/2 maddesinde ileti olarak kabul edilen iletişim vasıtaları şunlardır;
Telefon,
E-mail,
Cep telefonuyla SMS,
Telefon konuşmaları,
İnstagram,
Twitter,
Facebook vb. sosyal medya üzerinden,
Faks,
Mektup,
Whatsapp mesajları,
Skype mesajları,
Telegram mesajları,
Discord mesajları,
Forum siteleri
Websitelerinde ki yorum kısımları,
DM (Direct Message) yoluyla mesajlaşma.

Gıyaben Hakaret

Gıyapta hakaret suçuna mağdur direkt maruz kalmaz, üçüncü şahıslar aracılı ile muhatap olur. Gıyapta hakaret için fiilin fail ve mağdur hariç en az 3 kişi ile işlenmesi gerekmektedir. En az 3 kişi ile ihtilat edilmeli. Bu üç kişinin aynı yerde olması ile olmaması arasında bir fark bulunmamaktadır. İhtilatta kullanılan vasıta önemli değildir. Söz, şarkı, resim, yazı vb. olabilir.
Bu suçun oluşabilmesi için mağdurun ihtilat konusunu anlayabilecek durumda olması lazım.

Gıyaben Hakaret

Gıyapta hakaret suçuna mağdur direkt maruz kalmaz, üçüncü şahıslar aracılı ile muhatap olur. Gıyapta hakaret için fiilin fail ve mağdur hariç en az 3 kişi ile işlenmesi gerekmektedir. En az 3 kişi ile ihtilat edilmeli. Bu üç kişinin aynı yerde olması ile olmaması arasında bir fark bulunmamaktadır. İhtilatta kullanılan vasıta önemli değildir. Söz, şarkı, resim, yazı vb. olabilir.
Bu suçun oluşabilmesi için mağdurun ihtilat konusunu anlayabilecek durumda olması lazım.

Ölünün Hatırasına Hakaret

Ölen kişi hakaret suçunun mağduru olamaz. Bu hakaret suçu ihtilat ile gerçekleşir. En az 3 kişiye ölenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek söz söylenmesi durumunda hakaret suçu gerçekleşir.