İş-İşçi Hukuku

İş-İşçi Hukuku Nedir?

İş ve işçi hukuku; işçinin işe girişini, işçinin işyerindeki hak ve yükümlülüklerini, işyeri çalışma şartlarını, işçinin bu süre içerisindeki tüm ücret ve tazminatlarını, işyerinde meydana gelen kazaları, işçinin sosyal güvenliğini ve işten ayrılışını düzenleyen hukuk dalıdır.

İş hukukunda, fazla çalışma ücretinin ödenmemesi, haksız yere işten çıkarılma, iş kazası, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmemesi, işçi sigortasının hiç yapılmaması veya eksik yapılması, taşeron işçilik ve işyerinde imzalanan toplu iş sözleşmeleri en çok görülen uyuşmazlıklardır.

İşçi hukuku davaları mahkemelerin iş yoğunluğu dikkate alındığında uzun sürebilir. Dava süresinde işçinin alacağı tazminat enflasyon karşısında ezilebilir. Bu nedenle mahkemece dava sonucunu beklemeden işçiye geçici bir ödeme yapılması kararı verilebilir. Geçici ödeme davanın kazanılması durumunda toplam alacaktan mahsup edilir. Davanın kaybedilmesi durumunda ise yapılan ödeme geri alınır. Geçici ödeme düzenlemesi kısmen tazminat hakkı belli olan tarafın yargılamanın uzun sürmesinden kaynaklı mağduriyeti gidermiştir.

İş hukukunun ulusal ve uluslararası birçok kaynağı vardır. 4857 Sayılı İş Kanunu iş hukukunun başlıca kaynağıdır. Bu kanun yanında özel olarak Deniz İş Kanunu, Basın İş Kanunu, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu da iş kanununun ulusal kaynaklarıdır.

Ülkemizin taraf olduğu Uluslararası Çalışma Örgütünün (İLO) sözleşmeleri de iş hukukumuzun uluslararası kaynaklarıdır.

İş hukuku davalarında yeni düzenlemeye göre genel olarak arabuluculuk şartı bulunmaktadır. İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan tazminat davalarında ise arabuluculuk şartı yoktur. Taraflardan biri dava açmadan önce arabuluculuk yoluna başvurmalıdır. Arabuluculuk görüşmeleri arabulucu idaresinde taraflar arasında yapılır. Arabuluculukta anlaşıp anlaşmamak ise tamamen tarafların hür iradesindedir. Arabuluculuk görüşmelerine katılmak zorunlu değildir. Ancak görüşmelere katılmayan taraf, dava sonunda haklı çıksa bile yargılama masraflarını öder.

Arabuluculuk süreci sonucunda düzenlenen anlaşma tutanağı mahkeme kararı hükmündedir. Anlaşma sağlanan konular daha sonra dava konusu olamaz. Anlaşma tutanağındaki yükümlülükler yerine getirilmediği taktirde taraflar ilamlı icra yoluna başvurabilir.

İş davalarında işçinin hak etmiş olduğu tazminatın eksiksiz alınabilmesi veya işverenin haksız yere tazminat talep eden işçiye karşı en iyi şekilde temsil edilebilmesi son derece önemlidir. Bundan dolayı iş hukukuna ilişkin bir uyuşmazlığınızda lütfen tarafımızla iletişime geçin.

İşçi Hangi Durumlarda Dava Açabilir?

Bir işçi, çalışma ilişkisinden doğan haklarını korumak amacıyla çeşitli durumlarda dava açabilir. İşçi, aşağıdaki gibi durumlarda dava açabilir:

  1. İşten Çıkarılma Haksız İse: İşverenin, yasalar ve sözleşmeler tarafından belirlenmiş kurallara uymadan işçiyi haksız bir şekilde işten çıkarması durumunda, işçi bu haksız işten çıkarılmaya karşı dava açabilir.

  2. Ücret ve İkramiye Haklarının Verilmemesi: İşverenin işçiye ödemesi gereken ücret, ikramiye, fazla mesai ücreti veya diğer özlük haklarını vermemesi durumunda işçi dava açabilir.

  3. Çalışma Koşullarının Uygun Olmaması: İşçinin çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği standartlarına uygun değilse ve işveren bu durumu düzeltmiyorsa, işçi bu nedenle dava açabilir.

  4. İş Kazası veya Meslek Hastalığı: İşçinin iş kazası veya meslek hastalığı sonucu zarar görmesi durumunda, işverenin sorumluluğunu kanıtlaması durumunda işçi dava açabilir.

  5. Cinsel Taciz, Ayrımcılık veya Mobbing: İşçinin cinsel tacize uğraması, ayrımcılığa maruz kalması veya mobbinge (psikolojik taciz) uğraması durumunda işçi bu tür durumların sona erdirilmesi ve tazminat talebiyle dava açabilir.

  6. Sendika ve Toplu İş Sözleşmesi Hakları: İşçinin sendika üyeliği veya toplu iş sözleşmesi haklarına saygı gösterilmemesi durumunda işçi dava açabilir.

İşçinin dava açabilmesi için öncelikle işverenle sorunları çözmeye yönelik yazılı olarak talepte bulunması, ardından bu taleplerin işveren tarafından dikkate alınmaması veya tatmin edici bir şekilde çözülmemesi gerekebilir. Daha sonra, işçi genellikle yerel mahkemede dava açabilir. Ancak, işçinin hakları ve dava açma süreci ülkenin yasalarına ve düzenlemelerine bağlı olarak değişebilir, bu nedenle yerel yasal uzmana danışmak her zaman en doğrusudur.

İş Mahkemesinde Kim Kazanır?

İş mahkemesinde kimin kazanacağı duruma, sunulan delillere, yasal haklara, mahkeme sürecine ve ülkenin yasalarına bağlı olarak değişebilir. İş mahkemelerinde davanın sonucu, olayın detaylarına ve hukuki argümanlara dayanır. Bu nedenle, iş mahkemesinde kimin kazanacağını kesin olarak tahmin etmek zordur. Bununla birlikte, genel olarak şu faktörler dava sonucunu etkileyebilir:

  1. Deliller: Tarafların mahkemeye sunduğu deliller, davayı etkileyebilir. Güçlü ve geçerli deliller, dava lehine sonuçlanmasına katkıda bulunabilir.

  2. Hukuki Temellere Uygunluk: Dava açan tarafın hukuki haklarına uygun ve geçerli bir dava açmış olması önemlidir. Yasaları ihlal eden bir durumda olan dava daha olumlu sonuçlanabilir.

  3. Avukatın Yetenekleri: Tarafların iyi bir avukata sahip olması, davanın sonucunu etkileyebilir. Deneyimli ve uzman bir avukat, davanın lehine sonuçlanmasını sağlayabilir.

  4. Uygulanabilir Yasalar: İlgili yasalar ve düzenlemeler de dava sonucunu büyük ölçüde etkiler. Yasalar ve mahkeme kararları, davaların nasıl sonuçlanacağını belirleyen temel kriterlerdir.

  5. Tarafların Tutanakları ve Beyanları: İş mahkemelerinde, tarafların mahkemeye sunduğu yazılı beyanlar ve ifadeler önemli olabilir. Tarafların tutumları, dürüstlükleri ve davranışları, mahkeme tarafından değerlendirilebilir.

  6. Mahkeme Süreci ve Hakim Kararı: Mahkeme süreci ve hakimin değerlendirmesi, davanın sonucunu doğrudan etkiler. Hakimin davayı tarafsız bir şekilde değerlendirmesi ve yasalara uygun bir karar vermesi beklenir.

Unutmayın ki her dava benzersizdir ve sonuçlar, davaya özgü faktörlere bağlıdır. Bu nedenle, belirli bir dava için en doğru bilgi ve tavsiyeleri alabilmek için yerel yasal uzmanınıza danışmanız önemlidir.

Avukat Olmadan Dava Açılır Mı?

Evet, bir avukat olmadan dava açmak mümkündür, ancak genellikle önerilmez. Hukuki süreçler karmaşık olabilir ve yasal prosedürleri bilmek, doğru belgeleri hazırlamak, delilleri toplamak ve mahkemede etkili bir şekilde savunma yapmak oldukça önemlidir. Bu nedenle, bir avukatın profesyonel rehberliği ve uzmanlığı, dava sürecinde sizin lehinize olabilir.

Avukatsız dava açmanın dezavantajları şunlar olabilir:

  1. Yasal Bilgi Eksikliği: Hukuki süreçler ve prosedürler karmaşıktır ve hukuki terimleri ve belgeleri doğru bir şekilde anlamak ve hazırlamak gerekebilir. Bu konuda deneyiminiz yoksa, hatalar yapabilirsiniz.

  2. Mahkeme Tecrübesi Eksikliği: Mahkemede savunma yapma veya dava açma tecrübesi olmaması, davanın sonuçlarına olumsuz etki edebilir. Mahkemede doğru ve etkili bir şekilde ifade edememek, davanın sonucunu olumsuz etkileyebilir.

  3. Delillerin Toplanması ve Sunulması: Doğru delillerin nasıl toplanacağı ve mahkemede nasıl sunulacağı konusundaki bilgi eksikliği, davanızın gücünü azaltabilir.

  4. Hukuki Strateji Eksikliği: Bir avukatın deneyimi, davanın en etkili stratejisini oluşturma konusunda size yardımcı olabilir. Hangi argümanların kullanılacağı ve hangi yasal yolların izleneceği gibi konularda bir avukatın uzmanlığı önemli olabilir.

  5. Haklarınızın Bilincinde Olmama: Bir avukat olmadan, sahip olduğunuz yasal hakları tam olarak anlamamış olabilirsiniz. Bu, davanızı etkileyebilir.

Ancak, bazı basit davalarda (örneğin, küçük tüketici şikayetleri gibi) ve bazı ülkelerde belirli küçük taleplerde, bireyler avukatsız dava açabilirler. Bu nedenle, dava açmayı düşünüyorsanız, yerel yasaları ve prosedürleri iyice incelemeniz ve mümkünse bir hukuk uzmanına danışmanız önemlidir.

İşçi Davaları Ne Kadar Sürer?

İşçi davalarının süresi birçok faktöre bağlıdır ve genellikle davayı etkileyen faktörlerin karmaşık bir kombinasyonudur. İşçi davalarının süresini etkileyen bazı faktörler şunlar olabilir:

  1. Davanın Türü: İşçi davaları çok çeşitli konuları kapsar. Örneğin, işten çıkarılma davaları, ücret davaları, iş sağlığı ve güvenliği davaları gibi farklı türdeki davalardaki süreçler farklı olabilir.

  2. Delil Durumu: Davanın süresi, sunulan delillerin çeşitliliği, doğruluğu ve eksiksizliği ile doğrudan ilişkilidir. Delillerin toplanması, sunulması ve değerlendirilmesi zaman alabilir.

  3. Mahkeme Yoğunluğu: Mahkemelerin iş yükü, davanın ne kadar sürede sonuçlanacağını etkiler. Yoğun bir dönemde olan bir mahkemede dava süreci daha uzun sürebilir.

  4. Hakem Kararı ve Temyiz Süreci: Mahkeme kararına itiraz edilmesi durumunda temyiz süreci başlar. Temyiz mahkemelerinin yoğunluğu da dava süresini uzatabilir.

  5. Taraflar Arasındaki Anlaşmazlık: Taraflar arasındaki uzlaşmazlık ve müzakere süreçleri, davaların çözüm sürecini etkiler. Anlaşmazlıkların çözülmesi için zaman alabilecek müzakereler ve arabuluculuk süreçleri gerçekleşebilir.

  6. Yargı Sisteminin Karmaşıklığı: Farklı ülkelerde ve bölgelerde yargı sistemi ve dava süreçleri farklılık gösterir. Bu nedenle, davanın süresi yerel yasal düzenlemelere ve prosedürlere bağlıdır.

İşçi davalarının süresi dava türüne, mahkeme sürecine ve yerel yasal düzenlemelere bağlı olarak değişir. Bu nedenle, belirli bir işçi davasının süresini doğru bir şekilde tahmin etmek için yerel bir hukuk uzmanına başvurmanız önemlidir.

Çalışma Alanları