İcra-İflas Hukuku

İcra-İflas Hukuku Nedir?

İcra ve iflas hukuku temel olarak iki kısımdan oluşmaktadır. İlki, icra (cüzi icra) hukuku iken ikincisi iflas (külli icra) hukuku olarak isimlendirilmektedir. İcra hukuku kişilerin, şirketlerin alacak yahut borçlarını konu edinir. Bir borç muaccel hale gelip vadesinde yerine getirilmediğinde icra takibi açılır. İcra takibinde borç, kimi zaman para iken kimi zaman da çocuk teslimi, taşınmaz tahliyesi vb. konularında olabilir.

İflas hukuku ise icra takibi neticesinde borcun tahsil edilememesi veya doğrudan borca batıklık durumunda alacağı tahsil etmeye yarayan hukuk dalıdır.

İcra takibine konu her borcun takip usulü de kendi içerisinde farklılıklar gösterir. İcra hukuku teknik bir hukuk dalı olmasından ötürü icra dosyası takibi tecrübe gerektirir. Takip konusu alacağın zayi olmaması, borçlu tarafından kaçırılmaması tam ve zamanında tahsil edilebilmesi için bir avukattan destek alınmalıdır.

İdarenin işlemlerinden zarar gören gerçek ve tüzel kişilerin bu süreçte kendilerini avukat ile temsil ettirmeleri önemlidir. Aksi halde kişilerin bu konularda tecrübe ve bilgi birikimi yeterli olmadığından idare karşısında haklarını koruyamayabilir, hak ihlalleriyle karşı karşıya kalabilirler.

İcra-İflas Davalarına Hangi Mahkeme Bakar?

İcra ve iflas davaları, genellikle Türkiye’de İcra ve İflas Mahkemeleri tarafından görülür. Bu mahkemeler, icra takiplerinin yürütülmesi, alacak tahsilatı, haciz işlemleri ve iflas süreçleri gibi konularla ilgilenir. İcra ve iflas davaları, borçlunun borçlarını yerine getirememesi durumunda alacaklıların haklarını korumak amacıyla açılır.

İcra takibi durumunda, alacaklı, icra dosyasını hazırlayarak icra mahkemesine başvurur ve borçlu malvarlığına veya gelirine el konulması talebinde bulunur. İflas davası ise, bir şirketin iflas etmesi durumunda veya bir kişinin borçları nedeniyle iflas başvurusunda bulunması durumunda açılır. İflas sürecinde, borçlu şirketin malvarlığı değerlendirilir ve borçlar ödenemediği durumda alacaklıların hakları korunmaya çalışılır.

Ancak, icra ve iflas davaları ile ilgili yasalar ve mahkeme sistemleri ülkeden ülkeye değişebilir. Bu nedenle, spesifik bir durumda hangi mahkemenin yetkili olduğunu ve sürecin nasıl işlediğini öğrenmek için yerel yasal uzmana başvurmanız önemlidir.

İflas Davası Neden Açılır?

İflas davası, bir şirketin veya bir bireyin, borçlarını ödeyemeyecek durumda olması nedeniyle mahkemeye başvurmasıdır. İflas davası genellikle aşağıdaki nedenlerle açılır:

  1. Borçların Ödenememesi: Borçlu şirket veya birey, vadesi geçmiş borçlarını ödeyemiyor ve finansal sıkıntı içinde bulunuyorsa iflas başvurusunda bulunabilir.

  2. Borçların Aşırı Artması: Borçlar, şirketin veya bireyin ödeme kapasitesini aşacak şekilde arttıysa ve yapılandırma veya anlaşma yoluyla çözüme kavuşturulamıyorsa iflas başvurusu yapılabilir.

  3. Mali Zorluklar ve İşletme Kaynaklarının Tükenmesi: Şirket, işletme faaliyetlerini sürdürebilmek için gerekli kaynakları sağlayamıyor ve mali zorluk içinde bulunuyorsa iflas başvurusunda bulunabilir.

  4. Ödemelerin Sürekli Gecikmesi: Şirket veya birey, sürekli olarak borçlarını zamanında ödeyemiyor ve alacaklılar tarafından yapılan tahsilat girişimlerine cevap veremiyorsa iflas davası açabilir.

  5. Mahkeme Kararı veya Alacaklı Talebi: Alacaklılar, borçlunun iflasını talep edebilir veya mahkemeden iflas kararı alabilirler. Bu durumda, mahkeme tarafından iflas süreci başlatılabilir.

İflas davası açıldığında, mahkeme, borçlunun varlıklarını değerlendirir, alacaklıların haklarını korur ve iflas sürecini yönetir. Bu süreçte, borçlu şirketin veya bireyin varlıkları satılabilir, alacaklılara ödeme yapılabilir ve borçlar yapılandırılabilir. İflas davası, borçlunun finansal sorunlarını çözmek ve alacaklılarına adil bir şekilde ödeme yapabilmek amacıyla başvurulan bir hukuki süreçtir.

İflasın Şartları Nelerdir?

İflas, bir şirketin veya bir bireyin borçlarını ödeyemeyecek durumda olması nedeniyle mahkemeye başvurduğu bir hukuki süreçtir. İflasın şartları, ülkeden ülkeye ve yasal düzenlemelere göre değişebilir. Genel olarak, bir şirketin veya bireyin iflas etmesi için aşağıdaki şartlar göz önünde bulundurulabilir:

  1. Borç Ödeyememe Durumu: Şirket veya birey, vadesi gelmiş borçlarını ödemekte aciz durumda olmalıdır. Bu, borçların ödenmesi gerektiği halde ödenemiyor olması anlamına gelir.

  2. İflasın İyi Niyetle Talep Edilmesi: İflas başvurusu, kötü niyetli bir şekilde değil, finansal zorluklar nedeniyle ve borçları adil ve şeffaf bir şekilde çözmek amacıyla yapılmalıdır.

  3. Alacaklı Sayısının ve Borç Miktarının Belirli Bir Sınırı Aşması: Bazı ülkelerde, iflas başvurusu yapabilmek için belirli bir alacaklı sayısını veya borç miktarını aşma şartı aranabilir. Bu sınır ülkeden ülkeye değişebilir.

  4. Alternatif Çözüm Yollarının Denenmesi: Bazı ülkelerde, iflas öncesi alternatif çözüm yollarının (örneğin, konkordato ilanı gibi) denendiğine dair belgelerin sunulması gerekebilir.

  5. Kesin ve Şüpheye Mahal Vermeyen Borç Belgesi: Borçlar kesin ve şüpheye mahal vermez nitelikte olmalıdır. Yani, borçların ve alacakların somut delillere dayandığı belgelerle gösterilmesi gerekir.

  6. Hakimane Delil Durumu: Şirketin veya bireyin gerçekten borçlu olduğunu gösteren hakimane delillerin sunulması gerekebilir.

Her ülkenin yasal sistemi farklı olduğu için, iflasın tam şartları ve süreci ülkenin yasalarına göre değişebilir. Bu nedenle, bir iflas davası açmadan önce yerel yasal uzmana veya avukata danışmanız önemlidir.

Güncel Yazılar

Kamu Davası

Kamu Davası Kamu Davası Nedir? Kamu Davası, toplumun genel güvenliğini...

Daha Fazla