Hayata Kast Nedeniyle Boşanma

“Hayata kast” terimi, hukuki bir terimdir ve genellikle bir kişinin bir başkasına kasıtlı olarak ciddi zarar verme niyetini ifade eder. Bu kavram, bir kişinin diğer bir kişiye ölüm ya da ciddi yaralanma riski taşıyan eylemlerde bulunma amacını anlatır. Hayata kast, hukuk sistemlerinde ciddi suçlardan birini temsil eder ve genellikle ağır cezaları gerektirir.

Hayata kast suçu, bir kişinin başka bir kişinin hayatına kasıtlı olarak zarar verme niyetini içerir. Bu, örneğin, bir saldırı sırasında ateşli silah kullanmak, bir aracı kasten kullanarak bir kişiyi öldürmeye yönelik bir saldırı düzenlemek veya diğer tehlikeli eylemlerde bulunmak gibi durumları kapsayabilir. Bu tür suçlar, genellikle hukuki sistemlerde ciddi bir şekilde cezalandırılır ve hapis cezalarını içerebilir.

Her ülkenin hukuk sistemi farklı olabilir, bu nedenle hayata kast suçuyla ilgili ayrıntılı bilgiler yerel yasal düzenlemelere bağlı olarak değişebilir. Bu tür suçlarla ilgili olarak yerel hukuk sistemine danışmak en doğrusudur.

“Hayata kast” suçu, ciddi bir suçtur ve genellikle hukuki ve cezai süreçleri içerir. Ancak, bu tür bir suç nedeniyle boşanma, evlilik ilişkisinde yaşanan ciddi sorunlar sonucu ortaya çıkabilir. Boşanma sürecinde, hayata kast veya benzeri ciddi suçlar, mahkemeler tarafından evliliğin devamını tehlikeye sokan faktörler olarak değerlendirilebilir. İşte bu tür durumlarla ilgili bazı genel bilgiler:

  1. Evlenme Birliğinin Temelinden Sarsılması:

    • Hukuki olarak, bir evlilik birliğinin devamını sürdürmek, taraflar arasında güven ve saygı temelinde bir birliktelik sürdürmeyi gerektirir. Eşler arasındaki şiddet veya hayata kast gibi ciddi suçlar, bu temel güveni ve saygıyı derinden sarsabilir.
  2. Boşanma Davası:

    • Eğer bir eş, diğerine hayata kast etmişse, bu durumda diğer eş genellikle boşanma davası açabilir. Boşanma davası sırasında, mahkeme, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devam etmesinin mümkün olmadığını belirleyebilir.
  3. Mahkeme Kararı:

    • Boşanma davası sonucunda, mahkeme karar verirken tarafların maddi durumu, çocukların durumu, suçun ağırlığı gibi birçok faktörü göz önünde bulundurur. Hayata kast suçu, mahkemenin evliliğin devamını tehlikeye atan bir durum olarak değerlendireceği ciddi bir suçtur.

Her durum farklıdır ve bu tür durumlarla ilgili olarak, tarafların hukuki temsilci aracılığıyla yerel yasal düzenlemelere danışmaları önemlidir. Boşanma süreci, yerel yasalara ve mahkeme uygulamalarına bağlı olarak değişebilir.

Hayata kast nedeniyle boşanma davası dilekçesi, hukuki bir belgedir ve uzman bir hukukçu tarafından hazırlanmalıdır. Aşağıda, hayata kast nedeniyle boşanma davası dilekçesinin genel bir örneği bulunmaktadır. Ancak, bu örnek, yalnızca genel bir rehberlik sağlamak amacıyla sunulmuştur ve belgenin tam olarak yerel yasal gereksinimlere uygun olması için bir avukata başvurmak önemlidir.


[Mahkemenin Adı] AİLE MAHKEMESİ

DOSYA NO: [Dava dosya numarası]


DAVACI: [Adınız ve Soyadınız] [T.C. Kimlik Numaranız] [Adresiniz] [Temsilcisi varsa temsilcisinin bilgileri]

DAVALI: [Eşinizin Adı ve Soyadı] [T.C. Kimlik Numarası] [Adresi] [Temsilcisi varsa temsilcisinin bilgileri]


KONU: Hayata kast nedeniyle boşanma davası açılmıştır.


OLAYLAR:

  1. Davacı ve davalı arasındaki evlilik birliği, [evlilik tarihi] tarihinde gerçekleşmiştir.
  2. Evlilik birliği süresince yaşanan olaylar sonucunda, davalı tarafından davacıya hayata kast edildiği tespit edilmiştir.
  3. Hayata kast suçu nedeniyle cezai sorumluluklarının yanı sıra, bu durum evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açmıştır.
  4. Evlilik birliğinin devamı, bu olaylar nedeniyle mümkün değildir ve tarafların boşanmaları gerekmektedir.

DELİLLER:

  1. Olayın yaşandığı tarih ve yerle ilgili raporlar.
  2. Görgü tanıklarının ifadeleri.
  3. Sağlık raporları.
  4. Diğer deliller: [Belirtilen duruma göre ilave deliller]

SONUÇ VE İSTEM:

Yukarıdaki nedenlerle, mahkemenin davacı lehine hayata kast nedeniyle boşanma kararı vermesini ve bu kararın gerekçelerini belirtmesini talep ederim.


EKLER:

  1. Delil listesi.
  2. İlgili belgeler ve raporlar.

TARİH: [Dilekçenin yazıldığı tarih]

DAVACI (Veya Temsilcisi) [İmza]


Bu örnek dilekçe, genel bir rehberlik sağlamak amacıyla sunulmuştur ve yerel yasal gerekliliklere uygun olması için bir avukata başvurulması önemlidir.

Hayata kast nedeniyle boşanma süresi, birçok faktöre bağlı olarak değişebilir ve hukuki süreç oldukça karmaşık olabilir. Her boşanma davası benzersizdir ve süre, ülkenin yasal sistemine, davaya karışan tarafların işbirliğine, delil toplama sürecine ve mahkemenin yoğunluğuna bağlı olarak farklılık gösterebilir. Ancak, genel olarak şu adımlar izlenir:

  1. Dilekçe ve Başvuru Süreci:

    • Boşanma süreci, davanın başlatılmasıyla başlar. Davacı, mahkemeye hayata kast nedeniyle boşanma talebini içeren bir dilekçe sunar.
  2. İlk Duruşma ve Geçici Kararlar:

    • Mahkeme, davayı değerlendirmek üzere ilk duruşmayı belirler. Bu duruşmada, tarafların beyanları dinlenir ve geçici kararlar alınabilir, örneğin bir koruma kararı verilebilir.
  3. Delil Toplama Süreci:

    • Mahkeme, tarafların sunduğu delilleri değerlendirir. Bu süreç, belgelerin toplanması, tanıkların ifadelerinin alınması ve uzman raporlarının incelenmesini içerir.
  4. Uzlaşma veya Arabuluculuk Süreci:

    • Taraflar, mahkeme sürecini beklemeden önce uzlaşma veya arabuluculuk yoluyla anlaşmaya varabilirler. Bu durumda, dava daha hızlı bir şekilde sonuçlanabilir.
  5. Ana Duruşma ve Karar:

    • Mahkeme, tarafların sunduğu delilleri değerlendirir ve ana duruşmayı belirler. Bu duruşmada, tarafların ifadeleri dinlenir ve mahkeme, hayata kast nedeniyle boşanma kararını verir.
  6. Kararın Yürürlüğe Girmesi:

    • Mahkeme kararı kesinleştikten sonra, boşanma işlemleri resmi olarak tamamlanır ve taraflar boşanmış sayılır.

Boşanma sürecinin tam uzunluğu, yukarıdaki adımların karmaşıklığına ve uygulama hızına bağlı olarak değişebilir. Bazı davalarda süreç daha hızlı ilerleyebilirken, diğerlerinde daha uzun sürebilir. Tarafların işbirliği, mahkeme kararlarına itirazlar, ek delil toplama süreçleri gibi faktörler süreyi etkileyebilir.

 

Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Yargıtay Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/2-2420 K. 2019/750 T. 20.6.2019 bir ilamındaHayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi ile hâkim tarafından evlilik birliğinin çekilmez hâle gelip gelmediği şartını araştırmaya gerek kalmaksızın, boşanma kararı verilebilecektir. Başka bir deyişle TMK’nın 162. maddesi mutlak bir boşanma sebebi olup bu maddenin üç ayrı boşanma sebebi saydığı söylenebilir. Şöyle ki, madde metninde geçen “hayata kast” ifadesi ile eşini öldürme girişiminde bulunmak, onu intihara zorlamak gibi eşlerden biri tarafından diğerinin hayatına karşı yapılmış acı sonuç doğuran davranışlar kastedilmektedir ( Akıntürk/Ateş, s. 249; Dural, M./Öğüz, T./Gümüş, M.A: Türk Özel Hukuku, Cilt III, Aile Hukuku, Şubat 2019, s.110 ). “Pek kötü davranış”; eşlerden birinin diğerine uyguladığı, vücut bütünlüğünü, bedensel veya ruhsal sağlığını bozucu ya da tehlikeye düşürücü davranışlardır. Dövme ve fiziksel şiddet uygulama, evden kovma, aç bırakma, anormal cinsel ilişkiye zorlama gibi davranışlar pek kötü davranışa örnek olarak gösterilebilir. İşlenen fiilin devamlılık arzetmesi zorunlu olmamakla birlikte pek kötü davranış eyleminin zülüm ve işkence boyutunda olması gerekmektedir ( Gençcan, s.184 ). Eski Medeni Kanunu’nda yer almayan ancak 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenen “onur kırıcı davranış” ise , eşlerden birinin diğerine hakaret etmek, onu küçük düşürmek amacıyla yaptığı saldırıdır ( Dural/Öğüz/Gümüş: Türk Özel Hukuku, Cilt III, Aile Hukuku, Şubat 2019, s.111 ). Ayrıca her türlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın boşanma sebebi sayıldığı da bilinmelidir. Hemen belirtilmelidir ki, diğer eşin hayatına kast eden veya pek kötü ya da onur kırıcı davranışta bulunan eşin bunu kasten işlemesi ve ayırt etme gücünün bulunması gerekmektedir. Madde de sayılan her üç neden için de, kusursuz olan eşin dava hakkı iki hâlde düşer. Bunlardan biri kusursuz eşin, hayatına kastetmiş veya kendisine pek kötü veya onur kırıcı davranışta bulunmuş olan eşini affetmesi; diğeri ise altı aylık ve beş yıllık hak düşürücü sürelerin geçirilmiş olmasıdır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2018/196 K. 2019/929 T. 12.2.2019 bir ilamında “ Davacı-karşı davalı erkek Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesi uyarınca boşanma talep etmiş, mahkemece davalı-karşı davacı kadının hakaretleri bulunduğu az da olsa kusurlu olduğu tespiti yapılmış ne var ki davalı-karşı davacı kadının, davacı-karşı davalı erkeğe hakaret etmiş olması, ağır derecede onur kırıcı davranış olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle erkeğin davasının reddine karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; mahkemece davacı-karşı davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışlar yanında, davalı-karşı davacı kadının da birden fazla kez başkaları yanında ve ayrıca mesaj atmak suretiyle, eşine sen erkek misin, sen aynaya bakmıyor musun, kendini görmüyor musun, kuş beyinli, salak ve gerizekalı tarzı hakaretlerde bulunduğu ancak boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de davacı-karşı davalı erkeğin davalı-karşı davacı kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, dosya kapsamına yansıyan hakaret ve aşağılamaların sıklığı ile içerikleri ve ağırlığı dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadının, davacı-karşı davalı erkeğe onur kırıcı davranışta bulunduğu görülmekle, davacı-karşı davalı erkeğin de boşanma davasının ( TMK m. 162 ) kabulü zorunlu hale gelmiştir. Ne var ki, yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere; kadının kabul edilen boşanma davasındaki, boşanma hükmü kesinleştiğinden, erkeğin boşanma davasının da konusuz hale geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, erkeğin boşanma davasının esası hakkında bir karar verilemeyecektir. Ancak, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki, tarafların haklılık durumuna göre vekalet ücreti ve yargılama giderlerini takdir ve tayin eder ( HMK m. 331/1 ). Bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/3454 Esas ve 2018/7377 karar sayılı kararında,  “ Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m.26/1). Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine (TMK m.162) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/2) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir. Özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada genel boşanma sebebiyle (TMK m.166/2) boşanma kararı verilemez. O halde mahkemece, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasında, delillerin özel boşanma (hayata, kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış) sebebi yönünden değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/2) sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.